2011 ve 2012 Yaşananlar ve Yaşanacaklar
- Son Güncelleme: Pazar, 23 Eylül 2012 17:25
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 12052
Saat tam 12'ye geliyordu, tik tak sesleri ile. Biraz sonra 12 defa çalacak ve 25 Aralık 2011'e geçecek gün. 2012'ye biraz daha yaklaşacağız. 2011 yılı en uzman komplo teorisyenlerinin bile aklına gelmeyecek şeyleri yaşattı. Değişik bir yol oldu, hem dünya için ve hem de benim için tabii.
Burada olan olaylara şöyle bir baktığımızda değişimin ne kadar hızlı olduğunu kolaylıkla göreceğiz. İçeriksiz olarak bakıldığında ise dijital yaşam dijital duygusal hareketlerin yaşanmasını hızlandırıyor. Dijital duygusal hareketler dijital yaşamdan daha önce de vardı. Paşından aslan koşan geyikte bu duygusal hareketleri yaşıyor, kendisine tabanca doğrultulmuş bir insanda ve daha bir çok durumlarda bu yaşanıyor ve yaşanmaya devam edecek.
Yılın en önemli olayı ne diye sormak pek mümkün değil. Fırtınalar, seller, tsunami katliamlar, teror olayları, liderlerin çöküşleri ve daha neler neler. Hem doğa hereketliyde ve hem de insanlar.
Wall Street gelir paylaşımındaki dengesizliği protesto eden gruplar tarafından işgal edildi. Bu Amerika'da bir ilk. Dünyanın dokunulmaz görünen ülkesinin içininde kaynadığını gösteriyor. Ekonomik krizin darbeleri altında ezilen kesimler in hareketi polisin sert tedbirleri ile önlenmeye çalışıldı. Ama sonrasında da devam edecek görünüyor
.
18 yaşındaki Avrupa birliğinin yaşadığı kriz de Amerika'da yaşanan kriz kadar büyük görünüyor. Krizi aşmak için sarfedilen çabalar ve sert tedbirler bu ülkelerde yaşayan insanların gelirlerinde kayıplar yaşayacağını gösteriyor. Türkiye'de test edilen, büyümek için önce kriz yaşanmalı düşüncesinden yola çıkan sistematik diğer ülekelerde uygulanacak görünüyor. Tıpkı Kurtuluş Savaşı sonrasında bir çok sömürgenin özgürlüklerine kavuşup ekonomik özgürlüklerini kazanamadıkları gibi bir durum bu.
Mübarek sedye ile mahkemede yargılanırken, Kaddafi'inin cesedinin mobil telefonlarla çekilen görüntüleri oldukça hazindi. Diktatör olmak isteyenlerin sonlarının böyle olacağı bilinmeli. Diktatör sonrasın dönemlerde demokrasinin geleceğini düşünmek de anlamlı değil. Zira demokrasi zihinlerde oluşmadıktan sonra ve her vatandaşın zihninde oluşmadıktan sonra toplumun demokrasiyi yaşayabilmesi mümkün değil. Tunus, Cezayir, Mısır, Libya, Yemen de çıkan olaylar dünyanın gündemini meşgul etti. Değişim sancılı olacaktır, katılaşmış toplumlarda ve tabii insanlarda da. O yüzden kadınlar erkeklerden çok daha kolay değişebiliyorlar.
1929'da başlayan ve 1932'de bütün dünyada etkileri görülmeye başlayan büyük ekonomik depresyon bir dünya savaşı ile aşılabilmişti. Konvansiyonel silahlarla ve bölge savaşları ile bu yeni kriz aşılmaya çalışılacak. Irak savaşındaki son Amerikan askerleri de törenle çekildi. Savaşın maliyeti 800 milyar dolardan fazla. Daha büyük bütçeli savaşları göreceğimize dair bir veri olarak alınabilir, bu rakamlar.
11 Mart'ta canlı yayınlarla izlediğimi zelzele sonrası Tsunami, zelzeye hazrılıkla olan tahta Japon evlerini silip süpürdü. En önemlisi de Fukushima Nükleer santralındaki patlamayla dünyaya ve çevreye yayılan radyoaktif serpintiler hem bölgeyi ve hem de dünyaynın bir çok yerini etkiledi ve etkilemeye de devam edecek görünüyor. Tsunaminin Japonya'ya maliyeti 350 Milyar dolar ve çok sayıda ölen ve kaybolan insan. Once ChristChurch ve sonra da Van'da yaşanan depremlerde önemli hasarlara ve kayıplara yol açtı. Saglam denilen otelin küçük bir depremle yıkılmasından sonra Van'daki insanlar kendilerini başka yerlere atmaya çalıştırlar.
Portekiz ve Yunanistan'dan sonra İtaşya ve İspanya'nın da borç batağına saplanabileceği Avrupa Birliğini telaşlandırmaya devam ederken, Standard & Poor's Amerika'nın notunu AAA dan AA+ düşürünce hisse senedi piyasaları önemli kayıplar yaşadı ve yaşanmaya devam edevek görünüyor. IMKB 49.000 bini görüp 50.000'ler civarında dolaşmaya başladı. Buraya 70.000'li rakamlardan gelmesi kaybın büyüklüğünü gösteriyor. Hisse senedi piyasasındaki kurumların değeri yaklaşık % 50 düştü denebilir.
Amerika Temsilci Gabrielle Gilford'la birlikte 6 kişinin öldürülmesi Amerika'yı sarsarken, Anders Behring Breiving'in yaşları 14 civarında olan 77 genci öldürmesi de bütün dünyayı ülkemizi de sarstı. Genç bir Türk kızı da öldürüldüğünü üzüntü ile öğrendik.
Fransa Cumhurbaşkanlığına aday olacak iken otel odasındaki seks skandalı ile gündeme düşen Dominique Strauss-Khan'da gündem de önemli bir yer tuttu. Bir başka bakan da bu durumda yakalandı. Manhattan adı da ManHottan olarak değişebilir böylece.
Yaşanan önemli olaylardan biri de hem bilgisayar dünyasını, sonra internette müzik ve görüntü transferini sağlayan yapılanmayı uygulayan ve daha sonra da mobil telefonlarının yapısını değiştiren Steve Jobs'un pankreas kanserinden ölmesi dünyayın gündeminde önemli bir yer tuttu. Apple mağazalarında kendisini seven gençler tarafından günlerce anıldı.
Türkiye'de ise terör olayları önemli bir yer tuttu ve terörle mücadelenin yapısının değiştiğini gördük. Gazetecilerin hapiste olduğu ülkeler sıralamasında Türki'ye 70 gazeteci ile 3.cü sırada yer aldı. Diğer ülkeleri sormaya bile gerek yok.
Şike olayları ile ortaya çıkan durum ise futbolun giderek düşen değerini biraz daha düşürdü. Başarının kutsandığı futbolda başarı için herşey yapılmaya başlayınca sonuçlar hiç de düşünüldüğü gibi olmuyor ve olmayacağı da görülüyor. Türk futbolu"başarısızlıktan "nefret" eden yöneticiler ve teknik adamlar tarafından bu hale düşürüldü ve tabii bu çok üzücü bir durum. Bunun değişmesi uzun yıllar alacak ve futbola olan ilgi azalmaya devam edecektir.
Başbakan'ın annesini kaybetmesi ve sonrasında barsaklarından ameliyat olması da önemli idi. Yaşadığı bu olaylar kendisinde farkında olmadığı değişimler ortaya çıkarabilir. Zira önemli kayıplar ve narkoz insanın zihninde varolan kapakları açmakta ve geçmişte yaşanan kötü terübelere ait duygular yüzeye taşınmakta ve daha sık hissedilmektedir. Bu yüzden tepkiler farkında olmadan sertleşebilir.
BU kadar sarsıntı sırasında bunları yaşayan ve bunların üzerine kendi hayatındaki tsunamilerle karşılaşan her insan fırsat seçenekleri arttıracak ya da azaltacak değişimleri yaşadı ve yaşamaya devam edecek. Ancak görünen o ki 2012 yılı bütün dünya için oldukça zorlu bir döneme geçiş olacağını gösteriyor. Pararnın çok hareketli hale gelmesi, sayılı ellerde ve şirketlerde toplanması, büyük ekonomilerin yaşadığı krizler yeni dünya düzenine geçişten önce önemli sarsıntılar ve savaşlar olacağını da gösteriyor. Bu dönemi korku üretmeden, ayağını yorganına göre uzatıp, yatağı ve yorganı ufak ufak büyütenler için sorun yok. Ancak hem kendi ve hem de ülke geleceğinin karardığı zihinler için 2012 yılı oldukça zorlu ve savrulmalı geçecek demektir. Umarım herkes istediklerine düşündüğünden daha kolay ulaşır 2012 yılıda ve 2012 yılı sarsıntısız bir köprü olur önümüzdeki yeni yıllara. kendinizi her zaman iyi hissetmeniz deileğiyle yeni yılınızı kutluyorum.
Yazıya yapılmasını istediğiniz ilaveleri http://www.facebook.com/cengiz.eren veya http://twitter/com/cengiz_eren sayfalarından bana gönderebilir ve bu yazıyı aşağıdakı işaretleri tıklayarak paylaşanilirsiniz.