Borsanın Duygusal Hareketleri
- Son Güncelleme: Pazar, 09 Ekim 2011 13:49
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 9012
Borsa yoğun stresin yaşandığı alanlardan birisi. Yapılan araştırma sonuçları da bunu gösteriyor. Borsada alım satan yapanlar, kurumsal yatırımcıların temsilcileri, hatta alım satım yapmasalar da ekrandan borsayı izleyenler farkında olmadan kendileri üzerinde yoğun bir baskı hissediyorlar. Neden? Eğer bu neden sorusu açıklanabilirse, hissedilen bu stres yönetilebilir hale gelebilir mi? Bunun bu yazıyı okuyan sizlere ne yararı olabilir?
Dış dünyadan bilgi aldığımızda iki yapıda duygusal hareketler yaşıyoruz. Bunlardan birincisi sürekli duygusal hareketler. Bu duygusal hareketlerimiz daha çok dış dünyadan aldığımız bilgilerle zamana bağlı olarak değişen durumları ifade etmektedir. Kendimizi iyi hissederken aldığımız bir bilgi ile kendimizi kötü hissetmeye başlamamız, bir zaman aralığından sonra yeniden kendimizi iyi hissetmemiz bu durumu açıklayabilir. Sürekli duygusal durumları hayatımızda yoğun olarak yaşamaktayız.
Duygusal durumların diğeri ise kesikli duygusal hareketlerdir. Bu duygusal hareketleri genellikle çok özel durumlarda yaşamaktayız. Örnek vermek gerekirse bir ormanda karanlıkta kaldığınızda dış dünyadan gelen bilgilerle kendimizi hissettiğiniz durumlardır. Bir yaprak düştüğünde, ya da kurt uluduğunda kendinizi nasıl hissedersiniz, yada duyduğunuz bir çıtırtı karşısında. Sonra derin bir sessizlikte kendinizi hemen daha farklı hissetmeye başlarsınız. Böyle bakıldığında bu durumlar canımızın tehlikede olduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır. Beynimiz kendimizi koruyabilmemiz için algılarımızı değiştirmekte ve duyu organlarımızın hassasiyetini de arttırmaktadır. Daha önce duyamadığımız sesleri duyabilmekte, karanlıkta bile bir müddet sonra görebilmekte, almadığımız kokuları da algılayabilmekteyiz.
Bu açıklamalardan sonra borsa ile bağlantılara geçebiliriz. Elinizde bir kağıdınız olsun. Kağıdınız bir kademe yükseldi. Biraz sonra iki kademe düştü. Daha sonra 5 kademe düştü ve tabana yaklaştı. Sonra taban oldu. Taban olduktan sonra gelen alımlarla önce dört kademe yükseldi. Yükselme devam etti ve tahtada satıcı kalmadı. Tavanda bir milyon lot alıcı oluştu. Kağıdınızın bu hareketleri yaptığını okurken bile neler hissediyorsunuz. Yaşarken bunları daha net olarak hissedebilirsiniz. Her cümlede hissettikleriniz değişiyor. İyi, kötü, daha kötü, çok kötü, iyi, çok iyi, harikulade. Bunu da çok kısa zaman aralıkları ile yapmaktasınız. Başka bir nokta ise bu hareketleri yapan kağıt elinizde var ise hissedeceğiniz durumlarla, kağıt elinizde yokken hissedeceğiniz durumlar birbirinden çok farklı olacaktır.
Buradan anlaşılması gereken nokta borsada hayati bir tehlike olmamasına rağmen beynimiz hayati tehlike altında kullandığımız durumları organize etmeye başlamaktadır. Bunun sebebi aşırı ve değişen bilgileri kısa zaman aralıkları almaya başlamamızdır. Ekrandan borsayı izlemeye başladığımızda hisse senetlerindeki fiyat hareketlerini görmekte ve durumu çok kısa aralıklarla beynimiz değerlendirmeye başlamaktadır. Kesikli duygusal hareketleri yaşadığımız durumlar hayatımızda çok yaygın olarak kullanılmamaktadır. Bunlar futbol ve tenis gibi sporları yaparken veya izlerken de görülmekte, yine aynı durumla poker oynarken de karşı karşıya kalmaktayız. Kesikli duygusal durumların yoğun olarak yaşanmaya başlaması, kişilerin borsa veya diğer bahsedilen içeriklerde de bunu yaşamaya devam etmesi sorunları arttırmaktadır. Bu açılardan bakıldığında Dokuz Buçuk Hafta filminde yaşananlar borsacı olan erkeğin normal bir ilişkiden çok fantezileri arayışı aslında bunu biraz daha farklı olarak açıklamaktadır.
Borsada alım satım yapanlar ve aracı kurumlarda çalışanlar, daha doğrusu borsayı izleyen herkes izlemeye başladıktan sonra duygusal durumlarda değişimi yaşamaktadır. Daha sonra yaşantısının her alanına bu durumu yaymasıyla davranış seviyesinde önemli değişimleri birlikte getirmektedir. Çocuğu karne aldığında zayıf notlar çocuğunun taban yaptığını, iyi notlar ise tavanı ifade etmekte ve borsadaki içsel tepkilerini bu içerikte bile dışarı çıkarmaktadır.
Borsada alım satım yapanların takım tutma, restoran seçme, arkadaşlarına yaptığı sınıflamalar, yaptıkları sporlar incelenmelidir. Bunu tahmin etmek gerekirse borsa içeriğinde de mutlaka tuttukları hisse senetleri veya güvendiği şirketler veya yöneticileri de olması gerekmektedir. Bazı hisse senetlerinden zarar etseler bile bu hisseye ait inançlarını değiştirmemektedirler.
Doğal olarak bu durum bilgi alma süreci her an olan ancak karar verme süreci ve kararın sonucunu görme süreci çok kısa olan borsa da verilen kararların istenen sonuçları ortaya çıkarmasını da engellemektedir.
Bu karar süreçlerinin nasıl oluştuğu ve sonuçlarının neler olduğu konusundaki bilgiler gelecek yazımızda aktarılacaktır.
Cengiz Eren NLP uzmanı ve Eğitmeni
Haziran 2003 Kozyatağı