Quentin Tarantino Sunar
Çinli yönetmen tarafından çekilen filmin afişinde “Quentin Tarantino sunar” yazısı ilgi çekiyor. Kill Bill ve Kill Bill Volume 2 filmleri ile önemli bir ciro sağlayan ve kanlı olması gereken filmlerin kansız olabileceğini de gösteren Tarantino bu filmin seyredilmesinde de en önemli etkenlerden biri, afişteki adı ile.
4 Kişi 4 Hikaye
4 kişi ve imparator arasında geçen filmde 3 ayrı bölüm var. Geriye dönüşlerle anlatılan olaylar, renklerle de ilişkilendirilmiş. Kırmızı, Mavi, Beyaz bölümlerin hepsi ve film bir görsel şölen niteliğinde ve fantastik öğelerle ve durumlarla da bağlantıları kurulmuş.
Qin kralının korktuğu 3 suikastçı Kırık Kılıç, Gökyüzü ve Uçan Kar yaptıkları ile kralın kurtulmak istediği kişiler. Üçü aynı amaca yönelmiş durumda görünüyor ama gerçeğin ne olduğunu film sonuna kadar öğrenemiyoruz. Sonunda ise gerçek ortaya çıkıyor, hem de düşünmediğimiz bir şekilde.
Bu kişileri öldüren kişi ile içki içecek ve onunla sohbet edecek olan Qin kralı bu arzusuna ulaşmak için oldukça uzun zaman korku ve tedirginlikle yaşıyor. Krallığındaki alanları korku yüzünden sadeleştiren kral bu amacına ulaşıyor mu? bunu öğrenmek için filmi seyretmek gerekiyor.
4 Renk ve Gerçek
Kırmızı bölüm yüzeysel gerçeği anlatıyor ve eksiklikler olduğunu da farkediyoruz. Mavi hikaye ise gerçeğe biraz daha yaklaşıyor, ancak eksikliklerin hala olduğunu görüyoruz. Beyaz hikaye ise gerçeğe en yakın olanı. Ancak yine de gerçekle eş değil. Gerçek ise düşünüldüğünden çok farklı ve sarı hikaye de gizli.
Kılıç Kullanma ve Kaligrafi
Filmde kılıç kullanma ile kaligrafi sanatı arasındaki bağlantıların kurulması da çok ilginç şekilde veriliyor. Kalem ve kılıç kullanmanın aynı temele dayandığını ve birinin diğerini geliştirebildiğini de gösteriyor. Kılıç kelimesinin 19 adet olan yazılma biçiminin 20.ncisinin bulunmaya çalışılması, yaratıcılığın da nasıl kullanılması gerektiğine dair önemli gösterge ve varsayım. Kılıcın 20. nci yazılışı içinde A ve S harfleri de dikkat çekiyor. A harfinin altına yerleştirilen obje ise iki kişiyi gösteriyor gibi.
Kılıç kullanan kişinin önce kılıcı ile bütünleşmesi, sonra kılıcını yönetmesi ve daha sonra da kılıçsız da istediği sonuca ulaşabilmesi ile ilgili sözler de öğrenme süreçleri açısından önemli bir veriyi bize sunuyor.
Yapılan düelloların müzik eşliğinde ve zihinsel olarak yapılması ve bu sahnelerin başlangıçta siyah beyaz ve daha sonra renkli verilmesi filme ilave bir zenginlik katmış durumda. Olayların zihinsel olarak düzenlenmesi ve konsantre olunabilmesi için müzik ve mum ışığının kullanılması ve duyguların yaydığı pozitif ya da negatif enerjinin algılanabilmesi filmi zenginleştiren unsurlar.
Sonunda ise “Hepimiz aynı cennetin altında yaşıyoruz” cümlesi dikkati çekiyor. Daha da önemlisi düşmanlardan da öğrenmeye başlamak gelişme sürecini hızlandıracağı yolundaki varsayım. Bu da içeriksiz model de önemli bir bilgi aktarımı.
Yüzüklerin Efendisi filminden de etkilenilerek hazırlanmış ordu ile çekilmiş sahneler de etkileyici. Binlerce, hatta yüzbinlerce askeri aynı karede gösterebilmek için önemli teknik araçlarda kullanılmış gibi.
Yeni Yüzyılda Çin Liderliği
Bütün bunların ötesinde de anlatılmak istenen başka bir şey varolabilir mi? Filmi seyrettikten sonra bunu düşündüm. Bulduğum ise, doğru veya yanlış olabilir ama onu da yazmalıyım. Yeni yüzyılda dünyadaki Çin etkisinin oldukça büyük olacağını vurgulayan film, yakın gelecekte Çin’in dünya liderliğine oynayacağına dair önemli mesajları derinden vermeye başlıyor. Kırmızı, mavi ve beyaz renkler, amerikan bayrağının renkleri, gerçek ise sarıda ortaya çıkıyor. Bu bağlantılar çok güzel şekilde kurulmuş ve bizim farkedemeyeceğimiz düşünülerek beynimize aktarılıyor. Güzel bir “Neuro” aktarım örneği. Tarihin ordular tarafından değil “isimsiz” bireyler tarafından yazıldığını ve gerçeğin ne olduğunu çok fazla bilemeyeceğimizi de bizlere güzel şekilde gösteriyor.
Doğuya Doğru Hareket Yıkar
Bir başka gözlem ise yüzyıllarla bağlantılı olarak dünya iktidarının batıya doğru hareket ettiği. Çin’den başlayan bu süreç daha sonra, Cengiz Han ve Atilla ile batıya doğru hareket ediyor, Sonra Emeviler ve Abbasilerle, biraz daha batıya, sonra Osmanlı ve daha sonra da Avrupa ve son olarak Amerika, dünya iktidarının sahibi. Böylece dünya iktidarının yeni ulaşacağı nokta, Japonya olamayacağı için Çin’e doğru ilerleyeceği. İktidar batıya doğru ilerlerken saldırılar ise çoğunlukla doğuya doğru oluyor iktidar sahibi olan ülkeler tarafından. Doğuya saldırılar ise iktidarın batıya hareketini sağlıyor gibi.
Buna sayısız örnek verebilmek mümkün. Haçlı seferleri, Napolyon’un, Hitler’in saldırıları,Amerika’nın Afganistan ve Irak saldırısı doğuya doğru. Büyüme döneminde kuzey, güney ve batıya doğru saldırılar olabiliyorsa da, gücün büyüdüğü dönemlerde doğruya doğru hareketleri başlatıyor, sonuçta güç azalıyor ve iktidarda batıya doğru hareket ediyor.
Bu açılardan “Hero” filmi yeni dönemde dünyanın yeni gücünün “Çin” olacağını anlatıyor, bana göre. Qin adı Çin’i simgelerken, Türkçe açısından “kin” kelimesini çağrıştırıyor. Çin seddini yapan kralın da aynı kişi olması ve bu devasa eserin Türklere veya Moğollara karşı yapılmış olması da filmdeki son ilginç noktalar.
Görülmesi ve dikkatli olarak takip edilmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum,görsel bir şölen niteliğini de vurgulayarak. Filmin başrol oyuncusu Jet Li ve diğer silahşörler jet adına uygun olarak, uçabiliyorlar ve su üzerinde yürüyebiliyorlar. Tarantino’nun bu filme sadece danışmanlık yaptığını düşünüyorum. Son olarak birinci sıradan seyrettiğim bu filmde kaçırdığım detaylar var ise This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. adresine yazabilirsiniz.
Cengiz Eren
NLP Uzmanı ve Eğitmeni
http://www.erenlp.com