Yeni Bir Kavram: Duygusal Kekemelik
- Son Güncelleme: Cuma, 25 Mayıs 2018 16:55
- Cengiz Eren tarafından yazıldı.
- Gösterim: 8109
Bilgi kavramlaştırılabilirse daha kolay kullanılır hale gelecektir. İçeriksiz Düşünme Modeli, Zihinsel Detoks, Eren Altıgeni, Farkındalık Hipnozu gibi ürettiğimiz kavramlardan sonra yeni bir kavramı daha ilginize ve bilginize sunuyoruz. Duygusal Kekemelik. İnsan hayatını yaşarken karşılaştığı durumlarda, farkında olarak veya farkında olmadan yaşadığı durumları açıklayabilen Duygusal Kekemelik kavramına ait yazıyı okuyabilir ve yorumlarınızı ve yaşadıklarınızı yazabilirsiniz.
Copyrigth:Duygusal Kekemelik adı ve makalesi tescil edilmiştir. Herhangi bir sitede, basılı veya görsel medyada izinsiz olarak kullanılamaz ve alıntılanamaz.
Konuşma engeli olarak kekemelik uzun zamandan beri bildiğimiz durum. Kekemeliğin bir çok nedeni olabilir. Bunun ortaya çıktığı durumlar çok net olarak görülebildiği için kolaylıkla anlaşılabilmektedır. Nedenleri arasında yaşanan tecrübeler olduğu da uzun zamandan beri bilinmektedir. Kekeme olduğu halde şarkıları rahatlıkla söyleyebilen kişiler ve hatta meşhur olan ses sanatçıları var, bildiğimiz kadarı ile. Kekemelik konuşmanın akıcı olmasını engelleyen bir sistematiktir ve benzer durumlar yaşandığında ortaya çıkmaktadır. Şarkılar ise çok şey anlatır. Sevdiğiniz şarkılar ise sizde farkında olmadığınız boşlukları doldurduğu için sizi anlatıyor olabilir. Bildiğiniz dilde şarkı dinleyerek duygulanıyorsanız, bu sizin ihtiyacınız olanı ya da yaptıklarınızı açıklıyor demektir.
Yeşil gözlerinden muhabbet kaptım
Diz çöküp önünde yıllarca taptım
Kalbimi uğruna bir köle yaptım
Aldanıp o tatlı yalanlara ben
Yıllarca inandım yıllarca kandım
Yüreğin benim için çarpıyor sandım
Yıllardan beridir demek aldandım
İnanmam şimdi hiç figanlara ben
Bu şarkı görüldüğü gibi kendisini aldatan sevgiliye söylenmektedir. Şarkıda cinsiyet yoktur. Aldatan kadın veya erkek olabilir. Sadece Diz çöküp kelimelerinden aldatanın erkek olduğu düşünülebilir, ama genel bir ifade yoktur. Bu şarkı bir sevgiliye söylendiği halde biz bu şarkıda duygulanıyorsak, kendi hayatımızda da böyle bir durum yaşanmış ve biri bizi aldatmış veya biz biriniz aldatmışız demektir. Şarkıcı sadece şarkıyı seslendirmekte ve dinleyen kişilerin şarkıdaki boşluğu kimle dolduruyorsa,onunla birlikte iken söyleyemediklerini ifadelendirmektedir.. Zira duygu yaratılmasını sağlayan, aldatan kişi o anda uzaktadır. Böylece şarkı söylenememiş ama hissedilmiş duyguların ifadesi sayılabilir. Bu şarkıdaki son cümlede aldatan kişinin ağladığı anlatılarak, “yalanla ağlatan figanla ağlar “ cümlesine uygun olarak rahatlama da sağlanmaktadır.
Burada bir başka noktayı da gözardı etmemek gerekmektedir. O da şarkıyı dinleyen kişi aldatan ve ağlatan kişi de olabilir. O da bu şarkıyı sevecek yaptıkları yüzünden duygulanacak ve ağlar gibi olacaktır. Böylece her şarkıda bu ikili sayabileceğimiz “ayrışmış” bir yapı olmalıdır ve kişi de “ayrışmışsa” bu iki seçenekten birini seçebilirve bu yüzden şarkının sevilmesi daha da kolaylaşacaktır.
I know what it is to be young
But you don't know what it is to be old
Soeday you'll be saying the same thing
Time ticks away, so the story is told
I've asked so many questions
Of the wise men I met
Couldn't find all the answers
No one has, as yet
There'll be days to remember
Full of laughter and tears
After summer comes winter
And so go the years
So my friend, let's make music together
I'll play the old, while you sing me the new
In time, when your young days are over
There'll be someone sharing their time with you
Orson Welles'in hayatının son yıllarında söylediği bu sözel şarkıda da benzer durum var sayılabilir. Genç birine söylendiği anlaşılan bu şarkıda ikili yapı yine var sayılabilir. Bu varsayımdan yola çıkarak dinleyenler kendini şarkı söyleyenin veya şarkı söylenenin yerine koyabilirler. Bilgelerin bile bilemediği, cevap veremediği sorular olduğunu, sonunda bir kişi ile birlikte yaşamaya “razı” olunabileceğini de söylemektedir. Genç kişiler daha henüz zamanları olduğunu, yaşlı kişiler ise yanlarındaki kişilerin olması gereken kişiler olduğunu düşünerek rahatlayacaklardır. Bu anlamda şu söylenebilir, sevdiğiniz şarkılar duygulandırmalı, hüzünlendirmeli ama sonunda rahatlatmalıdır, aynı zamanda.
Şarkılarda yaşanan bu durum aslında insan hayatında bir çok içerikte yaşanmakta ve kişi duyguları kendi vücudunda ve zihninde hissetmekte, ancak bunları bir türlü ifade edememektedir. Gördüğü bir manzara karşısında, bir filmde, bir sohbette, belki yaşanan her anda karşılaşılabilir. Çok güzel sohbet ettiğiniz bir kişiye, “aslında bu anlattıkların palavra” kelimeleri dinleyen kişilerin aklından geçmekte ancak ifade edilememektedir. Yanında iken duygularını ifade edemeyen, ancak ayrı kaldığında duygularını farkeden, “keşke sevdiğimi söyleyebilseydim” diyen kişi içinde benzer bir durum var demektir. Şarkılarda ve yaşanan ama ifade edilemeyen duygusal durumların bir kavramla ifade edilmesi tabii ki çok yararlı olacaktır. Akıcı konuşmayı engelleyen durumların görünür haline Kekemelik diyorsak, ifade edilemeyen duyguların yaşandığı duruma “duygusal kekemelik” diyebiliriz. Duygusal Kekemelik farklı durumlarda da ortaya çıkabilir. Yeni ortaya çıkan sosyal medya ve sohbet ortamlarında kişiler, hissetmedikleri duyguları kolaylıkla ifade etmekte, ancak bu duyguları hissetmeye başladıklarında, ifade edemediklerini de söyleyebiliriz. Böylece sevmediklerine kolaylıkla “seni seviyorum” diyebilirken, gerçekten sevdiği kişilere bu cümleyi, çok zor belki de hiç söyleyememektedir. Duygusal Kekemelik, ayrışmış durumlarda hissedilmemekte, ancak iki tarafın birleştiği durumlarda çok net olarak hissedildiği için duygular ifade edilememektedir. Kişi farkında olmadan yediği önemli darbelerden dolayı, ayrışabilmekte, bir yakınını kaybetmek, doğum yapmak, bir kaza yaşamak ve benzeri stratejik sonuçlar yaşanan durumlardan sonra duygusal kekemelik çok net hissedilebilir. Bildiğimiz gibi ayrışmanın daha yoğun yaşandığı durumlarda, kişi burumları aşmak için içki, uyuşturucu ve benzeri maddeler kullanarak aşılmaya çalışılmakta, ancak kullanılan bu maddeler kullanıldığında algıyı yükselttiği için, etki geçtikten sonra ayrışma eskisinden daha fazla hale gelmektedir. Bu şekilde madde bağımlılığı artmakta, ve normal hayattaki duygusal kekemelik biraz daha etkin hale gelmektedir. Yenen darbeler fazlalaştıkça duygusal kekemelikten, önce fiziksel kekemeliğe sonra da duygusal kekemelik olan dilsizliğe doğru geçiş yapılır ve kişinin yaşadığı dünyayı yönetmesi giderek daha da zorlaşabilir ve kişi bir zaman sonra hiçbirşey yapamaz hale gelebilir. Bu anlamda “Duygusal Kekemelik” hangi durumlarda yaşanıyor, bunun kişinin kendisi veya bir uzman tarafından kontrol edilmesi gerekecektir. Bu kavram hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara yazabilirsiniz.