Cazibeli Eylem
- Son Güncelleme: Pazar, 07 Ekim 2012 20:14
- KY tarafından yazıldı.
- Gösterim: 3177
Birlikte şu cazibeli eyleme biraz kafa yoralım mı ?
Bilinçli ya da bilinçsiz olarak yaptığımız zevkli,eğlenceli ve rahatlatıcı eylem,
Hani, iki kişinin kahve tadında ,fısıltı eşliğinde yaptığı konuşma akışının içini dolduran tatlı sohbet,
En kolay yaptığımız,malzemesi bol olan, kışkırtıcı diyalog...
Çoğunlukla kötü bir huy olarak bilinse de bazen sıradan olmayı bile göze alarak, "söylemem" ya da "sana bir şey anlatacağım sakın kimseye söyleme" diye başlayan cümlenin içine gizlenmiş merak uyandıran, bizleri cezbeden kaçıramayacağımız paylaşım...
Aslında söylediklerimizin, fısıldadıklarımızın orada kalmayacağını, dedikodu halkası ile yüksek sesle söylediklerimizden çok daha uzaklara gideceğini bilsek de karşı koyamayıp, dahil olduğumuz sohbet...
Yıkıcı olmadıkça,can yakmadıkça, tadında ve dozunda yapılırsa, tarafımızdan kabul görebilecek kadar baştan çıkartıcı olan muhabbet...
Peki, dedikoduyu bu kadar çekici yapan nedir?
Başkalarının hayatına burnumuzu sokmaktan niçin keyif alırız ?
Bazen yanı başımızdaki ile aynı duyguları paylaşmak ,yakınlaşmak bizi rahatlattığı için,
Ruhen fakir olduğumuz,mükemmel bir insan olmadığımızı bildiğimiz ve başkalarında kusur arayarak kendimizi iyi hissettiğimiz için,
Diğerini ötekileştirerek, kendimizi önemli ve değerli saymak için,
Kendimizi yargılamak,başkasını yargılamaktan daha zor olduğu için ve kendi kusurlarımıza gösterdiğimiz hoşgörüyü başkasına gösteremediğimiz için,
Eğer diğerinin hayatında kötü giden bir şeyler varsa , ne kadar şanslı olduğumuzu,kendi hayatımızın daha iyi ve doğru olduğuna dair inancımızı güçlendirmek için,
Bazen de söyleyecek sözümüz kalmadığında, sırf konuşmuş olmak ve sessizliği bozmak adına başvurduğumuz bir durumdur.
Oysa, yetişkin tavrı içinde olabilmek,
Yaptıklarımızdan,söylediklerimizden ve eylemlerimizden, bulunduğumuz ortama getirdiğimiz bilinçten haberdar olmak ve sorumluluk alabilmek ne kadar da önemli...
Niçin, bir şeyi yapmak ya da söylemek istediğimizin farkında olmak, her şeyi hesaba katarak bilinçli konuşabilmek...
Yolda karşılaştığı bir yakını, ünlü filozof Sokrates'e, sizinle arkadaşınız hakkında duyduklarımı paylaşmak istiyorum der.
Sokrates;
"Arkadaşım hakkında anlatacağın şeyin gerçek olduğundan emin misin ?"
"Arkadaşımla ilgili söyleyeceklerin iyi bir şey mi?"
Arkadaşım hakkında paylaşacakların benim işime yarayacak şeyler mi?"
Söyleyeceklerin, "Saydığım bu üç filtreye uymuyorsa , neden bana anlatasın ki ?" der.
Dedikodu eylemine Sokrates gibi gözlemleyen ve sorumluluk sahibi bir bilinçle bakabilmek ,
Bütünün bir parçası olarak, büyük resme nasıl hizmet edeceğimizin farkında olmak ve bulunduğumuz ortama fesatlık, kötülük değil de güzellikler katabilmek, ne büyük bir erdem.
Bunu başarabildiğimizde, hem kendimiz hem de yakın çevremizdekiler için hayatı daha anlamlı hale getirebilir,İnsanları da yargılamaktan vazgeçebiliriz.
Canımız dedikodu yapmak , birilerini çekiştirmek istediğinde,
Kalbimizi gözetleyelim ve kötülüğü görmezlikten gelmeyelim,
"Sürüden ayrılanı her zaman kurt kapmazmış."
Firdevs Ersoy
07-10-2012