Okul, Öğrenci, Yaratıcılık ve Öğretmen
Kullanıcı Oyu: 0 / 5
- Son Güncelleme: Cumartesi, 24 Kasım 2012 00:54
- KY tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4488
Yeni
Yenilik
Yenilikçilik...
Kendimizi ve düşüncelerimizi yenilemek...
Sanat, teknoloji ve hayatın her alanında yenilikten yana olmak...
Alışılmışın dışında sıra dışı kavramlar, ürünler yaratabilmek,, her zaman yeni bir şeyin peşinde koşmak,merak duygusunu hiç yitirmeden korumak, mevcut durumları geliştirebilme becerisine sahip olmak.
Farklı değişik fikirler, kavramlar üretmek,başkalarının düşünemediğini düşünmek ve bunları uygulayabilmek...
İnsanın varlığından beslenen ve hayat bulan bir davranış biçiminden ya da düşünme sürecinden söz etmek istiyorum.
"İnovasyon" yani "yaratıcılık..."
Kendi aklımızı, deneyimlerimizi, biriktirdiklerimizi, kaynaklarımızı kullanarak çeşitlendirmek ve zenginleştirmek...
Hayatı daha yaşanır hale getiren,daha ilginç, daha güzel, daha anlamlı yapan da bu değişimler, gelişmeler, yenilikler ve bu renkler değil midir ?
Can sıkıcı insan değil, eğlenceli, özgün, yapıcı ve yaratıcı insan olmak isteyip, bu yola baş koyduğumuz da kendimizin güçlü yanlarını keşfetmek ve ortaya çıkarmak için çabalar dururuz.
Yaşantımız daha güçlü, anlamlı ve coşkulu geçsin isteriz.
Leonardo Vinci "İnsan ne çok şey bilirse bilsin yine de yenilerini öğrenmeye hazır olmalıdır. Benden çok daha genç olan Mikelanj'dan pek çok yeni ifade yolları öğrendim" der.
Belki bilmek bile sorun yaratıyor olabilir, sınrılar oluşturuyorsa zihinlerde.
Yaratıcı beyinler,aklını kullanarak hemen her konuya ilgi duyar ve insandan ve doğadan beslenirler daha çok.
Bilgilerini, hayallerini,yeteneklerini gerçeğe çevirecekleri ortamları oluşturur, ilham verecek, vizyon sahibi insanlara daha yakın olurlar.
Einstein "Bir alanda yaratıcı olmak,yeni şeyler yapmak, yapılanları iyileştirmek istiyorsanız önce o alana "merak" duymaya başlayın, ya da ilgi duyduğunuz alanla ilgili yaratıcı şeyler yapma konusunda daha cesaretli olun. Benim özel bir yeteneğim yok, yalnızca tutkulu bir meraklıyım."sözleri ile yaratıcılığı geliştiren ve tetikleyen en önemli olgunun,merak olduğunu ve tüm bireylerin değişik alanlarda yaratıcı becerilere sahip olabileceğini,ayrıca herkesin ilgi alanı gibi yaratıcılık alanının da farklı olabileceğini anlatmaya çalışır.
Her insanda miktarı farklı olsa da, yaratıcılık potansiyelinin olduğu iddia ediliyor ...
Zira, günlük yaşantımızda, içinde bulunduğumuz anı kurtaracak , ne kadar da yaratıcı olduğumuzu kanıtlayacak pek çok deneyimler yaşıyoruz.
Ama sadece o kadar, çoğu kez bunlarla sınırlarız kendimizi...
Oysa bizler yaratıcı varlıklarız ve sınırsız bir yaratıcığa ulaşabiliriz.
Neler oluyor, nasıl oluyor da yaratıcılığımızı,özgün ve orijinal üretimlerde bulunabilme yeteneğimizi zaman içerisinde kaybediyoruz.
Yaratıcılık, esnek,üzerinde çalıştıkça geliştirilebilen, öğrenilebilen bir beceri olduğu halde bizi neler kesintiye uğratıyor da mevcut düşünce kalıpları ile yan bağlantıları kuramıyor ve gizil gücümüzü keşfedip, kendimizi şablonlarla bakmaktan kurtaramıyoruz.
Sıralamaya pek çok etmen girebilir...
Duygusal engeller, kültürel engeller, öğrenilen engeller , algılama engelleri ve kalıplaşmış ezberci yüklü program engelleri...
Ama, en önemli ve birinci sebep, standartların dışında, çağdaş, yenilikçi, özgün, özgür, çocuklardaki merak duygusunu hep canlı tutacak,öğrenme odaklı okullarımızın sayıca az olması...
Servisle seyahat, kaldırım taşları, okul duvarları, demir kapılar, yol çizgileri belki birer sınırdır aslında çocuğun beynine aktarılan...
Doğadan kopuş da yaratıcılığı engelliyor olabilir.
Zaman içerisinde, öğretmen ve okul profillerini yeniden gözden geçirerek, yeni öğretim modelleri oluşturabilir, öğretim standartlarını, kazanımları, müfredatı ve öğretmen standartlarını çağdaş bir boyuta taşıyabilir, bu vizyona sahip olacak okulların sayısını çoğaltabilirsek ki, öyle olmasını çok umut ediyorum...
İnsan, çocuk, doğa ilişkisinin yeniden kurulması da zihinlerdeki sınırları öteleyecek, yaratıcılığı korükleyecektir....
İşte o zaman, yaratıcılık konusunda da yeni adımlar atmış olacağız....
Eğer, yaratıcılığın önemine yürekten inanıyorsak, gelecek nesillerin, duygusal, bilişsel ve sosyal becerilerini artırmak, düşünme becerilerini ve temel yaşam becerilerini geliştirmek, biz büyüklerin ve öğretmenlerin birinci ve kaçınılmaz misyonu olmalıdır.
Çocuklarımıza öylesine fırsatlar ve ortamlar sunalım ki, gökyüzüne baktıklarında yıldızlara herkesten farklı bir gözle bakabilsinler. Onların sadece pırıltılı bir yol gösterici değil, gülümseyen küçük, sayısız "çan" olabileceklerini de düşünüp, hayal edebilsinler...
Herkes aynı şeyleri düşünüyor, aynı hobilerden hoşlanıyor, aynı tarzda yaşıyor olsaydı, rutin bir dünya hepimiz için çekilmez olurdu.
Eğlenceli bir dünya ve farklı bir ritim de sıra dışı hayatlar istiyorsak, yaratıcılığa hepimiz el ele vererek yol açmak zorundayız..
Çünkü o, evrensel, doğurgan ve üreticidir.
Aynı zamanda YAPICI ve YAŞATICI dır.
Firdevs Ersoy
İzmir 22.11. 2012
Öğretmenler gününüz kutlu olsun.
