Bir Kitap Seruveni : Yeni Bir 365
- Son Güncelleme: Pazar, 16 Mart 2014 06:05
- K.Y. tarafından yazıldı.
- Gösterim: 3382
Telefondaki ses kitabınız baskıda, “bebeğiniz hafta sonunda kucağınızda olacak” dediğinde bir hedefimi, çok istediğimbir hayalimi daha hayata geçirmenin sevincini yaşadım, çok mutlu olmuştum.
Yayınevi sahibi yılların deneyimi ve biriktirdikleri ile “bebek” olarak tanımlamıştı kitabı, haksızda değildi. Tıpkı bir bebeğin oluşumunu tamamlaması ve hayata gelmesi gibi adım adım, biraz yorucu, zahmetli, heyecanlı bir o kadar da itina, çaba, tutku, sabır gerektiren, istekle ,hayal kurarak adımlanan keyifli ve uzun bir yolculuk kitabın serüvenide.
Yazmak, özgürlük duygusu...
Herşeyle ilişkinizi kesip, zamanı durdurmak,sorunlardan uzaklaşmak,klavyenizin tuşlarının başında ard arda sıralanan kelimelere yoğunlaşmak, söz sanatlarına ve kelime oyunlarına dalıp gitmek, yeni fikirler üretmek,olanı sorgulamak, duygu ve düşüncelerinizi güzel, süslü ve akıcı bir yazı diline dökmek,sözcük oyunları oluşturmak,eğlenmek, moralinizi yükseltmek, yazdıkça kendinizi iyi hissetmek ve en önemlisi kendinizi daha iyi tanımak.
İnsanın kendi keşif yolculuğunu yapması, kendisine odaklanması ,daha düzenli ve disiplinli ruh hali yaratabilmesi için yazma eyleminden yararlanması kadar keyifli bir aktivite olabilir mi ?
Yazarak düşünmeyi seviyorum. Bana göre yazmak düşünmenin bir aracı, düşünsel ve bilişsel anlamda gelişiyorsunuz, öz farkındalığınızı ,öz değerinizi ve öz saygınızı artırıyor. Kendinizde değiştirmek istediklerinizi, hayata karşı duruşunuzu görmenizi sağlıyor.
Nasıl başladı, nasıl kazandım bu beceriyi? bilmiyorum ama okuduğum, duyduğum, işime yarar her türlü bilgiyi not almak, duygu ve düşüncelerimi elime kağıt kalem alıp karalamak, yazmak gibi bir alışkanlığım hep oldu.
Bir karşılaşmamızda Cengiz Eren’e yazmaya olan ilgim ve hevesimden bahsetmiştim. Hayat beni değişime zorlarken, yeni kararlar almam, yeni kriterler belirlemem konusunda bana hep destek vermişti. Yazma konusunda da aynı inanç ve özveriyle beni destekledi ve yüreklendirdi .
Yazdığım metinleri okuyup değerlendirdikten sonra, eğer istersem ve sitenin içeriğine uygun yazılar yazabilirsem bunları konuk yazar köşesinde yayınlayabileceğini söyledi. Bu tam da benim istediğim bir şeydi, ayrıca ilerlemek,yenilenmek ve değişimim için de bir fırsattı.
Büyük bir azimle ve düzenli aralıklarla siteye yazı hazırlıyor, yazarken okuyor, araştırıyor yeni konu başlıkları belirliyordum. Bir kelime ya da bir kavram üzerinde düşünmek, kafa yormak, o kavramın çağrıştırdıklarını listelemek, zihin haritaları oluşturmak, bigi toplamak, bunları kağıda dökmek, bu kelimelerden paragraflar yazmak sonrasında bunlardan metinler oluşturmak beni heyecanlandırıyor ve mutlu ediyordu.
Çünkü, her yazdığınız yeni yazı bilgi dağarcığınızı artırıyor, eleştirel düşünmenizi sağlıyor, en önemlisi kendinizle hesaplaşmayı ,kendi yaşamınızı gözden geçirmeyi, neden-sonuç ilişkisi kurarak, olayları yansız değerlendirmeyi ve eleştirmeyi öğreniyorsunuz, sürekli gelişiyor ve yenileniyorsunuz.
Yazılarınız birikince bu kez başka bir hayalin peşinde koşuyorsunuz, yazdıklarınızı değerlendirmek , kendi kişisel defterinizi oluşturmak, bu deftere ihtiyaç hissettiğinizde dönüp bakmak ihtiyacı hissediyorsunuz. Yazma eylemine duyulan ilgi ve heves ile kendi dünyanızı yeniden yaratma tutkusu buluşunca her şey kendiliğinden akış içerisinde yolunu çiziyor.
Kitap yazmak gibi masum bir düşünceniz varsa ,yanınızda sizi destekleyen, seven ve size güvenen dostlarınız da varsa cesaretle ilerliyorsunuz yolunuzda. Sonrasında,yayınevi sahipleri ile görüşmek, kitabınızın kabul görmesi, metinleri yeniden gözden geçirmek, düzeltmeler yapmak,kitabınızın iç sayfalarını düzenlemek, kapak tasarımlarını seçmek gibi pek çok zor ve sabır isteyen ,yorucu detaylarla süreç tamamlanıyor.
Kısaca, kitabım, “YENİ BİR 365” haftaya elimde olacak ve çok heyecanlıyım. Kitabımdaki bilgiler, kendi yaşadıklarımdan öğrendiklerimdir. Teşekkürler...Cengiz Eren, Beyaz Yayınları ve Esen Ataman Teşekkürler...Sana, bana, ona, aileme,arkadaşlarıma, dostlarıma, sevenime sevmeyenime, evrene, yeşile, maviye, denize, doğaya, taşa, toprağa, börtü böceğe, gökkuşağına, biriktirdiklerime ve hayatıma dokunan herkese, hepinize...
Yazmak geliştirir.....
Firdevs Ersoy
16 Mart 2014