Dora'nın Sınavı
- Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Nisan 2014 13:47
- K.Y tarafından yazıldı.
- Gösterim: 2602
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken,ülkelerden birinde okuyan bir genç varmış.
Bu genç okumayı çok seviyormuş. Ancak ne olmak istediğine karar veremiyormuş. O böyle kara kara düşünürken, günler su gibi akıp geçiyormuş. Bir an önce karar vermesi gerektiğini bu genç bir yandan da sınava hazırlanıyormuş.
Kararsızlığı yüzünden ne yapacağını bilemeyen bu çocuk, sonunda karar vermemeye karar vermiş, O dakikadan sonra da sadece elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacakmış. Sınav giderek yaklaşıyormuş. Ama çocuk o kadar uykucu imiş ki, uyku saati gelene kadar çalışabiliyormuş sadece.
Bu da bana yeter diyormuş. Fakat gelin görün ki, karar vermemiş oluşu onu sürekli rahatsız ediyormuş. Ya olmak istediğim şeye yetmezse deyip duruyormuş.
Günler, haftalar, aylar geçmiş. Sonunda sınav günü gelip çatmış. Çocuk sınava girmiş, heyecandan eli ayağı titremeye başlamış. Sakinleşmeye çalışırken, elinde tuttuğu su şise sınav kitapcığının ve cevap anahtarının üzerine dökülüvermiş.
O sırada larm çalmış. Çocuk henüz sınava girmediğinin, 2 saati daha olduğunun farkına varmış. Üzerini değişip, banyosunu yapmış, en sevdiği kıyafetleri, en sevdiği parmünü sürüp, sınav giriş belgesi ve nüfus kağıdını alarak sınavın yolunu tutmuş...
Sonrası, gökten üç elma düşmüş, bir tanesi çocukların başına zihinlerinin sınavda açık olması için, bir tanesi annelerin ve babaların başına sakin olmaları ve sınavı önemsememeleri için, bir tanesi de bu masalı yazanın başına düşmüş dileklerinin gerçekleşmesi için. Onlar girmiş fakültelerine, biz çıkalım kerevetine.
Dora...