Kara-Lama ve Renkler
- Kategori: Konuk Yazarlar
- Son Güncelleme: Salı, 04 Ağustos 2015 11:16
- Cahide Yormaz Öz tarafından yazıldı.
- Gösterim: 3572
Bir çocuk ağlıyor odanın karanlığında. Loş aslında günışıksız bir oda. Alıyorlar onu kutsayarak. Oğlan çocuğu. Nasıl ağlamasın ne çok ağladı onu doğuran kadın. Sancılar, sancılar.
Uyudu kadın birden. Duymadı o ilk sesi. Bir çocuk daha ağlıyordu. Onu kimse fark etmedi. Kardeşiydi gelen o da habersizdi. Hiç fark edilmeyecekti zaten. Hep sessiz kaldı ağlamaları. O ağlamaları doğarken öğrenmişti. Bir daha hiç unutmadı. Tenine yazılmıştı sabit bir kalemle.
Sonra o kalemle o da yazacaktı. Ne yazdığını bilmeden.
Ak kağıtlara yazardı. Kağıt simsiyah olurdu. Birden hep onu suçlarlardı. Sabitti mürekkep anlamazlardı.
Pembe yaz derlerdi.
Pembe değildi ki yazlar.
Beyaz kışlar da karaydı. Çok soğuktu hem de.
Pembeyi öğretmemişlerdi. Siyahın yanına koymamışlardı o rengi. Tanrı unutmuştu. Onun muydu suçu Tanrının unutkan olması olması mıydı?
Tabii ki uyduruyordu. Zaten o hep uyduruyordu. Pembeyi de insanlar uydurmuşlardı. Yoktu ki pembe.
Renkleri de tanımıyordu. Siyahtan onu sorumlu tutuyorlardı.
Kaç kez kovdu siyahı." git buradan" dedi Zift gibi yapışkandı. Siyah da kurtulamıyordu siyahından.
Karaydı saçları, gözleri. Teni de siyahtı.
"SİYAHLI KADIN" dediler ona. Kadın mıydı onu da bilmiyordu aslında.
Ne derlerse o oluyordu.
Tuhaftı bu söylenenler. Sanki onların renkleri vardı.
Yoksa güneşten miydi bu dedikodular?
Renkler paylaşılmıştı bir kere.
Hepsinin sahibi vardı.
Yeşildendi ağaç, mavi yalandı. Deniz kendisini mavi sanırdı.
Toprak her renkti. Bulutlar beyazdı. Aslında bulutların da siyahı vardı. Onlar anlamazlardı. Pembe pembe diyorlar istemeyen mi vardı?
Renkler seslerde kaybolurlardı. Yeşil hışırdardı yapraklarda ayy mavi o zaman ne yapardı?
Pembe gibi o da kayıplardaydı.
Beyaz ve siyah hem kavgalı hem de ayrılmayanlardı.
Siyahın gözyaşlarının sahibi o fark edilmeyen ağlayandı.
İlk ağlama beyaz diğeri KARAYDI.
Cahide'den/ 30.5.2015 miş