Bilinçaltı yok mu?
- Son Güncelleme: Cumartesi, 22 Ağustos 2015 18:45
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 6573
Bilinçaltı (sub-conscious) tanımının yeniden açıklanmaya ihtiyacı var. Bilinçaltı kelimesi bilinç ve alt kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor.
Türkçe'de böyle kelimeler çok fazla. Yapsat gibi, kapkaç gibi, gelgit gibi. İki fiilin birleşmesinden olan kelimeler bunlar. Bilinçaltı ise bir ismin arkasına ilave edilen yer ifadesi.
Alt kelimesi ise semantik olarak güzel bir durumu ifade etmiyor zihnimizde.
Ayrıca Bilinç6 kelimesi de başka bir anlam daha ifade ediyor eşzamanlı olarak.
Kelimenin bu şekilde organize edilmesi yüzünden yaşanan bir çok tecrübe de heatırlanamaz hale gelebilir. Kişinin yaşadığı tecrübeleri hatırlamaması mümkün olmadığı halde bu tanımlar zihnin yapılanmasını da farklılaştırıyor. Sonra da bunlara büyük uğraşılarla ulaşılmaya çalışılıyor.
Hepimiz ama hepimiz yaşanan herşeyi ve her anı hatırlıyoruz ama yukarıdaki tanımlardan dolayı hatırlayabileceğimize dair inancı kaybediyor ya da değiştiriyoruz.
Duyu organlarından içeri giren bilgiler doğumdan itibaren eksikzi olarak kaydediliyor zihnimize. Sonra da yaşadığımız ve yaşadıktan sonra anlamlandırdığımız tecrübeler da kayıtlara dahil ediliyor. Duyguları ile birlikte. Beynimiz düşündüğümüzden daha hızlı düşündüğü için çağrışımlar ve içeriğe bağlı olarak bu duygular kendiliğinden yukarı çıkmaya başladığında ne olduğunun farkına varamıyoruz. Aslında kişi yaşadığı tecrübelerin farkına varsa, hissettiği duyguların ne zaman yazşandığını farkedecek ve bunların bir sebepten olduğunu bulabilecektir.
Hatırlamak istemediklerimiz, kapattıklarımız, yaşanan önemli tecrübelerden sonra kapanan geçmiş farkında olmadan bizi etkilemeye devam edecektir. Zira yaşanan tecrübelerin ortaya çıkardığı stratejiler kullanılmaya devam edecektir farkında olmadan ama bilerek.
Yeniden doğum diyebileceğimiz bir kavram daha ortaya atmak gerek. Kişi çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmışsa ve hayata tutunmuşsa, acılı bir yeniden doğum sürecini yaşıyor demektir. Doğduğunda farkında olmadığı acılarla bu sefer farkında olarak yaşadığı için hayat onun için ilk doğumundan çok farklı hale gelecektir.
Bunlar neler olabilir, bir trafık kazası, uzun süren koma dönemi, tehlikeli ameliyatlar, yüksek voltaja kapılma veya yıldırım çarpması, yüksek bir yerden atlayıp canlı kalma, yeniden doğum kavramını açıklayabilir.
Geçmiş bu şekilde tamamen geride bırakıldığı halde, yeniden kendine geldiğinde acılı bir sürecin da başlangıcı olmaktadır.
Bu açıklamalardan sonra söyleyebileceğimiz,
Bilinçaltı diye bir şey yok.
Dikkatli bir çalışma ile doğumdan bugüne kadar yaşananlara ulaşılabilir kolaylıkla. Zihinsel Detoks programlarında buna ait örnekleri kolaylıkla görebilmek mümkün.
Böylece kişiyi engelleyen ve kötü hissetmesini sağlayan tecrübelere ait duyguların etkileri üzerinde çalışılabilir hale gelinmekte ve bu etkiler ortadan kaldırılabilmekte.
O zaman şu sorulabilir. Siz neleri hatırlıyorsunuz? Aşağıdaki kelimeler size neler çağrıştırıyor yaşadıklarınızdan? Kelimeleri tek tek okuyup, üzerinde iki saniye düşünmeniz yeterli, her biri için.
Anne, baba, şiddet, kavga, tokat, okul, sınıf, utanmak, karne, zayıf, taciz, arkadaş, dayak, korku, yalnız kalmak, kardeş, terkedilmek, istenmemek, sevilmemek, kaybolmak, sevgili, aşk, acı, aç kalmak, karanlık, ses, nefes, boğulmak,
Bu kelimelere sizlerde ilaveler yapabilirsiniz.
Bu kelimelerden hangileri sizde kötü hissettiğiniz duyguları ortaya çıkarıyorsa, bu duygulara ait stratejilerin işlediğine dair sonuçları elde ettiğinizi düşünebiliriz, hayatınızı yaşarken.
Yapılması gereken bu etkilere ait tecrübelerin bulunarak etkilerinin ortadan kaldırılması, değişim sürecini büyük ölçüde hızlandıracaktır.
Cengiz Eren