Elif Şafak Politics of Fiction Konuşması ve Kishileaks yorumları
- Son Güncelleme: Cuma, 25 Mayıs 2018 16:30
- Cengiz Eren tarafından yazıldı.
- Gösterim: 8998
Elif Şafak Politics of Fiction Konuşması
Elif Şafak'ın Poitics of Fiction konuşması ve bu konuşması üzerine yazılan Kishileaks yazısı. Elif Şafak kendisi hakkında çok önemli bilgileri farkında olmadan aktarıyor, güzel planlanmış ve güzel sunulmuş konuşmasında. Yazının devamında Elif Şafak hakkında önemli bilgileri bulacaksınız. Bir sonraki yazı ise Ayşe Arman ile Siyah Süt yayınlandığında yaptığı röportajının incelemesi olacak. Burada yazdığımız yorumlara parallelik gösterecek mi? bilmiyorum.
Sunum Teknikleri
Elif Şafak'ın Politics of Fiction konuşması konuşması, hem kendisi ve hem de dünya hakkındaki duygularını açıklaması güzel ve ilginç.
konuşması, hem kendisi ve hem de dünya hakkındaki duygularını açıklaması güzel ve ilginç. Konuşması iyi hazırlanmış ve sunum teknikleri de mükemmel. . El hareketleri, alan kullanımı, parmak hareketleri de gerçekten güzel. Bir yazarın bu kadar güzel konuşması kendini sözel olarak anlatabilmesi tebrike şayan. Keşke Aziz Nesin'de bu eğitimi alabilseydi, kendisini düşündüğünden yavaş ifade edebilseydi. Ancak eksik olan bir şey var, o da duygularını sesiyle ve yüz mimikleri ile ifade edememesi. Bir donup kalmışlık var, bakışlarında ve mimikleri fazla olmayan yüzünde ve gözlerinde. Tabii konuşma dikkatli olarak incelendiğinde kendisi hakkında çok önemli bilgileri de farkında olmadan ifade ediyor. Buna Kishileaks dediğimi artık biliyorsunuz..
Trilogy ya da Üçlemeler
Yaptığı sunumda ilk dikkati çekmesi gereken teknik, üçlemeler, sonrasında ise çemberleri kullanıyor. Kalite çemberleri kavramı iş hayatından bilinen bir kavram.
Üçlemeler şu şekilde ifade ediliyor konuşmasında, serpiştirilmiş olarak..
Anne, çocuk ve cicianne,
Askeri Darbe, papanın vurulması, eurovizyonda sıfır puan, (dinleyiciler bir tek bu kelimede gülüyorlar.)
Germany, Jordan, Ankara,
Sense of cencor, Contiunity, Coherence,
Politika, sigara ve örtü,
Filistinli, Türk ve Endonezyalı yazarlar gibi benzer üçlemeleri konuşmasında bulabilmek mümkün. Üçleme, trilogy hristiyanlıkta, baba, oğul ve kutsal ruhu anlatır. Dinleyenler hristiyan olduklarından bunu bilmekte, farkında olmadan Elif Şafak'a yakınlık hissetmektedirler. Elif Şafak'ın üçlemeleri bu konuşmada kullanıyor olması, sunumunun ne kadar dikkatli hazırlandığını ve dinliyicilerinin doğrudan kimlik değerlerine dokunmaya çalıştığını göstermektedir. Bu konuşmayı Türkiye'de yapıyor olsa üçlemeler yerine Tasavvuf yerleştirilmesi garip karşılanmamalıdır. Konuşmanın içeriğine bakıldığında ise Elif Şafak kendisi hakkında çok önemli ipuçları veriyor. Kishileaks yazılarında görülenler kadar önemli bilgiler var. Anne ve baba diplomat olduğundan Fransa'da doğan bir çocuk Elif Şafak. Anne ve babanın ayrılmasından sonra annesi ile birlikte Ankara'ya Anneanne yanına geliyor. Modern eğitimli bir anne, akne sivilceleri okuyarak ve bunların üzerine mürekkep döküp daireler yaratarak yok eden ve fal bakan bir anneanne. Ankara'da yaşadığı çevrede ise babanın hakim olduğu kalabalık aileli ataerkil komşular.
Hayali Arkadaşlar
Sekiz yaşında kendisine annesinin hediye ettiği bilgisayarla günlük tutan, hikaye yazmaya başlayan Elif Şafak. Ancak çevresinde hayali arkadaşların olması yaşadığı derin yalnızlığını da büyük ölçüde anlatıyor. Kendisini Yalnız hisseden ve sıkılan çocuklar kendi hayal dünyalarında yarattığı arkadaşları istedikleri gibi şekillendireceklerdir. Bu ise daha sonrasında yazarlıklarında önemli yararlar ve etkiler sağlayacak ama yanlızlıklarını yokedemeyecektir. Sahnede olan Elif Şafak da kendisini çok sayıda insan dinliyor olmasına rağmen yalnızdır.
Hayali arkadaşlar gerçekten önemli, Yurttaş Kane'in çocukken evden alınış sahnesinde de oynadığı hayali arkadaşları farkedebilirsiniz. Üstün Dökmen annesi ile yaşarken “Hayali arkadaşlarım vardı” diyordu bir röportajında. Anneannesi veya babaannesi ile zorunlu olarak yaşamak zorunda kalan insanlarda farkında olmadıkları bir kaybolmuşluk duygusu görülüyor. Kaybolmuşluk duygusu ise farkında olmadan bir strateji oluşturuyor. Kaybolmamak için her zaman görünür olmak. Üçüncü kuşak olup birinci kuşak ile yaşamak ve büyümrk zorunda olan kişiler görünür olmaya çalışıyorlar. Ayşe Arman'ın çok küçük yaşta pazarda kendisini kaybolmuş olarak hissetmesi onun her zaman görünür olmak istemesinin en önemli sebebi. Fetullah Gülen ve Doğan Cüceloğlu ise babaanne kültürü ile yetişen çocuklardan. Daha sonra annesinin diplomat olması dolayısı ile ülke ülke dolaşan Elif Şafak, elinde bavulu dolaşmaktadır. Elde bavul eğitim süresinde de dolaşmaya devam edecektir. Sonrasında kendisini hiçbir yere ait hissedemeyecek, ama heryerde olmaya çalışacaktır. Heryerde olmaya çalışması ise kendi gidemediği yerlerde adı ve kitaplarının olmasıdır.. Kavramsal olarak bakıldığında anne ve baba ayrılığı sonucu, Strasbourg'dan Ankara'ya gelmiş ve bu sırada içerisini dışarısı olarak algılamaya başlamış ama farkında olmadan dışarısı içerisi haline dönüşmüştür. Böylece her zaman ve her konuda dışarıda kalmak isteyecek, hiçbir konu, ideoloji, düşünce biçime dahil olmak istemeyecek, tag'lardan ve tanımlanmış olmaktan uzak duracaktır. Ancak "pacing" yapmak için her toplumsal ve sosyal ve dini konuyu kullanabilecektir.
Annesinin “evlen” ısrarları ile evlenmiş, eşi İstanbul'da yaşarken, kendisi Arizona'da yaşamaya başlayarak evliliğini bile dışarısı haline getirmiştir. Eşi ile uzun süre birlikte olmaları durumunda, evlilik içerisi haline dönüşmeye başladığında de içerisi dışarısı kavramı çalışmaya başlayacak ve büyük bir olasılıkla dışarı çıkmak isteyecek, eşinden uzakta yaşamaya başlayacak ve dışarısı olarak algılanan yer içerisi haline dönüştüğünde yeniden dışarısına doğru harekete geçecektir.
Ayrışma halinin ve içerisi ve dışarısının ortadan kalktığı tek durum ise yazmaktır. Kendisi bunu “çok dilde yazarken, kendimi yeniden şekillendiriyorum” demesi, yazma eylemi sırasında tek parça haline gelebildiğini göstermektedir. Bu yüzden yazmaya ve yazmaya devam etmek zorundadır.
Acılar ve Motivasyon
Aciların motive edici ve birleştirici olduğuna inanan Elif Şafak, belki de son romanı İskender'de intihal yapıldığı tartışmalarında acı çekerek yaratıcılığını kullanmak ve bir sonraki romanının daha özgün olmasını sağlamak istemektedir, belki de.
Söylediklerine ve inançlarına bakıldığında da ilginç sonuşlar ortaya çıkacaktır. İngilizce'nin matematiksel ve beyinsel, Türkçe'nin ise şiirsel ve duygusal olduğunu ifade etmektedir. Acı insanı uyarır diyerek, farkında olmadan kitaplarında babaannesinin siğillerin üzerine mürekkep dküp dua okuyarak yok etmesi için acıyı anlatmakta ve acı ile bir değişim sağlamaya çalışmaktadır, kitaplarında.
Hikayeler beni birleştirir, derken kendisinde varolan ayrışmayı çok net olarak ifade etmektedir. Çok kültürlü yazarlardan gerçek hikayeler beklendiğini, ancak kendisinin bunu yapmayacağını, eleştirmenlerin beklentilerine hayali karakterleri kullanmaya devam ederek, karşılamayacağını da ifade etmektedir.. Müslüman kadın yazarların müslüman kadınların çektiği acıları anlatan hikayeler yazmasının beklenmesi de onu hayrete düşürmektedir. Kendisi ise küçük yaştaki hayalı arkadaşlarını romanlarında yaratmaya ve yazmaya devam edecektir.
Politikanın kişiliği etiketlediğini söyleyen Elif Şafak, bunun yaratıcılığı engelleyeceğini söyler. Ama kendisinin şunu da sorgulaması bence kendisi için yararlı olur. Sadece politika mı yaratıcılığı engeller? sorusuna cevap vermemektedir. Anne Baba ayrılığı, eğitim hayatı, askerlik, hatta yorumlanmadan alınan bilgiler fazkında olmadan zihni engelleyecektir.
Siğil Tedavisi
Yukarıdaki yazılanlara dikkatli olarak baktığımızda siğiller ve akneler üzerine mürekkep dökerek iyileştiren büyük annesi gibi, o da mürekkep ile acıları yoketmeye ve insanlığı birleştirmeye çalışmaktadır. Siğiller üzerine mürekkep dökmek yerine, kağıdı kelimeler ve hayal gücü ile boyayarak bunu yapmak istemektedir. İkisi de siyah mürekkep kullanmakta, ikisi de aynı sonuca ulaşmaya çalışmaktadır. İnsanların kendilerini iyi hissedebilmeleri.
Eşikte Kalmak
Babası tarafından terkedilen, sürekli dolaşarak kendisini bir yere ait hissedemeyen Elif Şafak dünya vatandaşı olmuştur. Yaptığı konuşmada babası ile ilgili tek kelime “ayrıldılar “ kelimesidir. Nobel Ödülü alan Orhan Pamuk'un “Babamın Bavulu” konuşmasında tek kelime anne olmadığı gibi, Elif Şafak'ın konuşmasında da baba yoktur. Yazar olmak için birşeylerin eksik olması veya acı çekilmesi gerekir gibi bir sonucu da buradan görebiliriz. Elif Şafak'ta bir gün Nobel alırsa “Annemin Bavulu” gibi konuşma yapması şaşırtıcı olmayacaktır.
Konuşmanın başındaki dairelerin anlatımından yola çıkarak, Elif Şafak'ın bu konuşmada kullanması gereken modelin “Ebru sanatı” olmasının yararlı olacağını düşünmekteyim. Ebru sanatında da yağın üzerine boya damlattığınız zaman daireler oluşur ve bunları yeniden istediğiniz gibi şekillendirmeye devam edersiniz. Bu anlamda “ Elif Şafak kendisini her an yeniden renklendiren bir Ebru'dur”. Cengiz Eren
14.08.2011
İlgili Linkler:
- Elif Şafak Ayşe Arman Siyah Süt Röportaj incelemesi (Kishileaks)
- Elif Şafak İskender romanı Ayşe Arman röportajı
- Orhan Pamuk Nobel Konuşması \"Babamın Bavulu\"
- Antoni Gaudi Barcelona ve Dahiler
- Nikola Tesla, Bir dahi ve yaşadıkları