Talihsiz Kar Tanesi,Milli Kayakçı Aslı Nemutlu'nun yazdığı yazı
- Son Güncelleme: Pazartesi, 28 Mayıs 2018 15:20
- Cengiz Eren tarafından yazıldı.
- Gösterim: 8345
Talihsiz Kar Tanesi Aslı Nemutlu
Bir yazı, bir mektup, bir hikaye çok şey anlatır. Özellikle bunu yazanın zihinsel yapısına ait önemli bilgileri, duyguları ve farkında olmadan hayatına getireceği sonuçları anlatır. Bu sonuçların ne olduğunu hikayeyi, kitabı, yazıyı, mektubu veya romanı yazan da farkedemez, hisseder, ama farkedemez. Farkında olmadan ama bilerek dediğimiz şey d,e "sezgi" dediğimiz şey de, bu olsa gerektir. Aslı Nemutlu'nun Talihsiz Kar Tanesi yarış güncesi diyebileceğimiz yazısı, çok şey anlatıyor. Böyle bir yazıdan sonra kaybettiğimize daha da üzüldüm duygularını bu kadar güzel aktarabilen Aslı için. Bunun bir feryat olduğunun algılanmaması ve kimsenin bunu duyamaması, bana yaşadığım başka bir başka bilgiyi de çağrıştırdı. Okuduğunuzda bunu siz de göreceksini
TALİHSİZ KAR TANESİ
Aslı'nın Facebook'ta yayınlanan mektubunu okuduğumda ürperdim. Gerçekten antrenman sırasında çıkan kayağı ve tahtaperdelere çarparak son bulan hayatı. Kendisi bu mektubun yayınlanmasını ister miydi? bilmiyorum. Facebook'ta yayınlandıktan sonra bu mektup için bir yazı yazmak istedim.
Söyle yazıyor, yazı ile duyguları güzel şekilde aktaran Aslı, 23 Şubat 2011yarış güncesi diyebileceğimiz yazısında
Kompozisyon
Yarış olduğunu hatırlayınca , her zaman ki gibi yine o garip his; korku, heyecan, tedirginliğin getirdiği "acaba"? soruları.....
Önemli bir cümle bu. Garip his kelimesinden sonra konulan noktalı virgül hissedilenlerin neler olduğunu tanımlıyor, ve tırnak içine alınmış acaba? sorusu sorgulamanın büyüklüğünü ve boşluk hissini de anlatıyor, ve sonra konan üç nokta ise boşluğun büyüklüğünü.
Herşey çok güzel olucak inanıyorum, bu yarış benim için çok önemli.
Bugün en iyi performansımı göstermeliyim, ne olursa olsun riski göze almalıyım,
Ya "herro", ya "merro".
Bu cümleler yarışın kendisi için önemini anlatırken, hissettiği baskının büyüklüğünü de gösteriyor, meli malı cümleler. Ya herro, ya merro kelimesi ise anlam olarak karışık. Zira Kürtçe de ya gel, ya da git gibi bir anlam taşıdığı yazılıyor. Ya hero (kahraman) olursun, ya da hiç. Ya tozu dumana katarsın, ya da dumanı yutarsın. Tıpkı Shakespeare'nin Hamlet'inde olduğu gibi "Olmak ya da olmamak", "to be or not to be" ve benzeri lüzümsuz mottolar. . İki seçeneğin sunulduğu ve ingilizce de double bind, Türkçe'de iki ucu boklu değnek dediğimiz, sıkışmış bir durumu gösteriyor ki, bu hissedilen baskıyı biraz daha yükseltecektir.
Yarışta hissedilen gerginliği anlatan cümlelerden sonra,
"o sırada Mide bulantısı başlıyor, "Aslı yeter artık bu kaçıncı yarışın" diyorum kendi kendime."
Baskının ne kadar arttığını ifade eden bu cümleler, bu kadar yarıştan sonra sonuçların önemsenmesinin sonucu. Yarışmacı sporlarda böyle gerginlikler görülmesi doğal sayılabilir ama yarış başlama anından önce mide bulantısının hissedilmesi, bu kadar yarıştan sonra hissedilmesi doğal bir durum olmasa gerektir. Bu Aslı'nın ne kadar hassas bir yapıda olduğunu da gosteriyor. Bu kadar hassas yapıda olan bir gencin alp disiplini gibi çok sert bir dalda yarışmacı olması...
"Olumlu düşün, negatif düşünceleri at, elimden geldiğinin en iyisini yapıcam" cümleleri ile kendimi telkin etmeye çalışıyorum."
Bu cümleler ise kişinin kendisine yaptığı telkinleri modelini gösteriyor ama bunun istenen sonucu vermesi hiç kolay değil, hatta yanlış olduğu, çok yanlış olduğu söylenebilir, beynimizin çalışma modelinden dolayı. Bir kişi, Zihinsel Detoks görüşmesi sırasında, "ayşe sen bunu nasıl yaparsın diyorum kendi kendime" dediğinde, ben siz kimsiniz? diye sormuştum, soran mı cevap veren mi? şeklinde herhangi bir cevap verememişti. Bu durum kişinin farkında olmadığı bir ayrışmayı gösteren bir sonuçtu sadece. kendisine telkin etmeye çalışan Aslı'da olduğu gibi.
"Dikkat çık!" sesiyle artık yapayalnızım. Pistte sadece hakemler, kapılar, ölüm sessizliğini bozan kayaklarım ve ben varım. Bir dakikalık macera biraz sonra sona ericek."
Bu cümlelerde "ölüm sessizliği" kelimeleri benim en ilgimi çeken kelimeler oldu. Pistteki sessizliğin bu şekilde tanımlanması, yukarıda hissedilen korkunun büyüklüğünü gösteriyor. Başarı hayat ise başarısızlık ölüm gibi algılanacaktır.
Yarış öncesinde yazıldığı düşünülen bu cümlelerden sonra yarış sonrasında yazılan
"Sonuç ne mi oldu? Kayaklarım birden bire pistin ortasında attı, Yıne de pes etmedim, tırmandım devam ettim ... Sonra çok ağladım, şanssız günümdeymişim."
Hissedilenm bu kadar baskıdan sonra ortaya çıkan sonucun bu olması normal sayılabilir, zihinsel süreçler açısından. Yarışta atan kayaklardan sonra tırmanıp yeniden kayakları takıp yarışa devam etmek, Milli takım ümitlerinin bitmesi demek anlamına da gelecektir. Farkların saliselerle ölçüldüğü kayak sporunda kayakları tırmanıp takmak bile dakikalar sürecektir.
Aslı'nın yazdıkları şunu göstermektedir. Çok hassas ve duygularını bu kadar güzel aktarabilen bir kişinin "yarışmacı" kayak sprouna yönelltilmesi doğru olmasa gerektir. Yöneltilecekse bile zihinsel süreçlerin nasıl işlediğini, yarışları olması gerekenden fazla önemsememesi , başarının bu kadar kutsanmasının yanlış olduğu gösterilmeli ve bilgi olarak da aktarılmalıdır.
Garip his, ölüm sessizliği, kayaklarım attı, çok ağladım, şanssız günümdeymişim
cümleleri, sanki gelecekte olacakları bilgelik düzeyindeki seviyede bize aktarıyor, gibi, 17 yaşında sona eren bir hayatında. Kendisi de bunun farkında olmasa gerektir.
Garip bir his, ölüm sessizliği, kayakları atmış, çok ağladık, şanssız günündeymiş,
cümleleri ise bizim yaşadıklarımız. Talihsiz Kar Tanesi yazısı yayınlanmalı mıydı? bence hayır. Facebook'ta yayınlandıktan sonra bu yazıyı yazmamın nedeni, diğer anne, babalar ile antrenörlerin yarışlara hazırladıkları çocukların duygularının farkında olmalarını sağlamak. Yarışı kaybettiklerinde çok ağlayan kendilerini kötü hisseden yarışmacıların, ya yarışı önemsememelerini ya da yarışmalardan tamamen çekilmelerini sağlamak.
Bir cümle bile çok şey anlatırken, bir yazı kaderin belirleyicisi bile olabilir.
"Düşünceler intihar etmiyor ama özgürlüğüne kavuşuyordu", cümlesinde olduğu gibi.
Yazının Yazılma Nedeni :
Bu yazının yazılma nedeni sadece her içerikte korku, tedirginlik yaşayan gençlerin anlaşılabilmesi ve bu korkuların yönetilmesinin öneminin anlaşılması içindir. Yoksa aile, anne, baba veya antrenör bir ilgisi yoktur. Aslı'nın hissettiği bu korkuların okuldan, çevreden, eğitim sisteminden, yarışmacı modelden, sınav sisteminden dolayı oluştuğunu bilmek gerekiyor. Sadece bir içerik bu sonucu yaratmaz. Çocukluğundan o güne kadar yaşadığı sonuçlar bu durumun ortaya çıkmasını sağlamıştır. Hele sadece birkaç yıldır antrenrlüğünü yapan kişinin suçlanmasının hiç bir anlamı olmayacaktır. Daha önce başka takımda yarişan Aslı, şimdiki takımına bir kaç yıl önce geçmiştir. Bu yüzden kişiler değil sistemin, özellikle başarıyı kutsal gören, puanı önemseyen eğitim sisteminin sorgulanması gerekir.
Aslı Nemutlu'nun yazdığı yazıyı okuyabilirsiniz.
Cengiz Eren
NLP Uzmanı ve Eğitmeni